Botoksu kim buldu

botoks

1987’de Vancouverda doktorluk Jean Carruthers ve Alastair Carruthers, yanlışlıkla normalde oftalmologların kullandığı bir toksinin kozmetik özelliklerini keşfettiler. Çiftin bu keşfi güzelliğin yüzünü değiştirdi ve daha sonra milyar dolarlık bir sanayi haline geldi.

1987 yılında keşfedilen Jean Carruthers tarafından keşfedilen Botox, o zamandan beri, yaşlanmayla karşı ürünler, kozmetik prosedürleri, dolgu maddeleri, yoğun atımlı ışık uygulamaları ve radyo-frekans terapilerinin arasında bir milyar dolarlık bir sanayi oluşturdu. Karı koca, güzellik kavramını yeniden şekillendirmede önemli bir rol oynadılar.

Botoksun mucidi Carruthers

1987 yılında Vancouver’da Alastair Carruthers, kliniğinde cilt kanseri üzerinde cerrahi ve kozmetik dermatolojik uygulamalar yapıyordu. Kliniğinin diğer bölümünü ise göz doktoru olan eşi kullanıyordu. Çocuk felci gibi pediatrik bozukluklar sonucunda ortaya çıkan, göz ve çevresideki kontrolsüz seğirmeler ve kapanmalar (blefarospazm), deriye enjekte edilen seyreltik bir botulinum solüsyonuyla tedavi ediiyordu. Bu çözelti geçici olarak kasları kasları felç ediyordu.

Bir gün Jane’in blefarospazm hastalarından biri kliniğe gelerek son tedavide alnına enjeksiyon yapılmadığı için kızgın bir şekilde kliniğe geldi. Jane kadını muayene ettikten sonra “alnınızda kasılmalar yok, neden enjeksiyon istiyorsun” diye sordu. Kadın “alnıma enjeksiyon yapıldığında kırışıklıklarım yok oluyor. O nedenle alnıma da enjeksiyon yapılmasını istiyorum” dedi.

O gece akşam yemeği sırasında Jean, kadınla yaşadığı olayı ve tepkisini Alastair’e anlattı. Alastair’ın en çok zorlandığı konu; dermatoloji hastalarındaki, kaş çatmaktan dolayı oluşan, doktorların “glabellar hatları” olarak adlandırdıkları, dikey kırışıklıkların yok edilmesiydi. Kaş arasındaki çizgileri yok etmek için o sırada mevcut dolgu maddeleri çok uzun sürerli dayanmıyor ve acı verici olabiliyordu. Alastair’in aklına bu solüsyonu kırışıklık gidermek için kullanmak geldi ve bu konuyu karısıyla konuştular.

Ertesi gün Jean, yanlarında çalışan sekreterleri Cathy Bickerton’u, botulinum toksinin kozmetik kullanımı için ilk denek olması konusunda ikna etti.  Alastair ve Jane sonuçlarını gördükten sonra kozmetikte yeni bir şey keşfettiklerinin farkına vardılar. Jean’in botulinum toksini 20. yüzyılın son dönem kozmetik tıbbında en başarılı sembiyotlardan biri olacaktı.

Her ikisi de keşiflerini tüm dünyanın öğrenmesini ve benimsemelerini umuyorlardı. İkinci enjeksiyon Alastair’e karısı tarafından yapıldı.

Doktorlar, sonuçlarını 1991’de Orlando’da düzenlenen Orlando Dermatologic Surgery toplantısında sundular. Toplantıdaki doktorların bazıları bunun “hiçbir yere varmayacak delice bir fikir” olduğunu söylediler. Fakat Carruthers çifti, klinik araştırmalara devam etti. İlk zamanlar bulması zor olsa da istekli hastaların üzerinde denemeler yaparak bulgularını sonraki dermatoloji toplantılarında sundular. Böylece yavaş yavaş botoksa ilgi büyümeye başladı.

Kartopu etkisi 1993 yılında başladı. İlk zamanlar bir adı olmayan tedavinin adı şu anda “Botoks,” ve tüm dünyada yaygınlaştı. Jean şu anda çoğunlukla baş ve boyun prosedürleri uyguluyor ve nitelikli kozmetik cerrah olarak çalışıyor.  Oftalmolojik hasta tedavisi ile çok az ilgileniyor. Kocası cilt kanseri ameliyatı yapmayı tamamen bırakmış durumda. Tam vücut liposuction’ın yanı sıra baş ve boyun kozmetik işlemleri ile ilgileniyor.

Kozmetik tıbba yoğunlaşmalarından bu yana, özgeçmişlerinde tıbbi dergilerde 100’ün üzerinde makale, 60 kitabın içinde botoks ile ilgili bölümler ve beş ders kitabında yazıları bulunmaktadır. Dünyayı dolaşarak, kozmetik ve plastik cerrahlara ve dermatologlara yılda yaklaşık 30 konuşma yapıyorlar. Yeni ürünler ve prosedürler üzerine çalışmalarını koordine eden bir araştırma enstitüsü açtılar. Hemşire, araştırmacı, yönetici ve hasta bakım koordinatörü olmak üzere 10 kişilik bir ekiple çalışıyorlar.

Paylaşın Bilgi Çoğalsın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir