Mikrop öldürücü olarak kullanılan antiseptiklerin bulunmasından önce, ameliyat salonları, hasta için bir umut ışığı olduğu kadar, çok büyük tehlikelerle dolu bir yerdi. Zira, ameliyat için vücudun açılan yerlerine, mikroplar kolayca girebiliyorlardı.
1865 yılında Glaskow’da Joseph Lister adlı cerrah tarafından geliştirilen mikrop öldürücülerin, ameliyatta ilk kez kullanılmaya başlanması ile, bu sorun büyük ölçüde ortadan kalktı ve tıp biliminde yeni bir çığır açıldı. 1867 yılında, Doktor Lister’in eski şefi Sir John Erichsen, “Karın boşluğu, göğüs ve beyin, başarılı bir ameliyat için insanoğluna sonsuza dek kapalı kalacaktır” diyordu. Oysa Lister’in buluşu antiseptikler ve daha sonra anesteziklerin de devreye girmesiyle, Sir Erichsen’in bu iddiası, çok kısa sürede geçersiz kalacaktı. Doktor Lister’in Glaskow’da 1864- 1866 yılları arasında yaptığı ameliyatlarda, ölüm oram yüzde 45 iken, 1867-1869 yılları arasındaki ameliyatlarda, mikrop öldürücüler sayesinde bu oran yüzde 15’e düştü.
Antiseptikler enfeksiyon, septisemi veya çürümeyi önlemek amacıyla canlı dokuya uygulanan mikrop karşıtı (antimikrobiyal) maddelerdir. Vücuttaki mikroorganizmaları öldüren antibiyotikler ile canlı olmayan nesnelerde bulunan mikroorganizmaları öldürmekte kullanılan dezenfektanlarla karıştırılmamalıdırlar. Bazı antiseptikler gerçekten mikrop öldürücüyken, yani mikropları öldürebilirken (bakteriyosidal), diğerleri bakteriyostatiktir ve sadece mikropların gelişimini önler veya baskılar. Antibakteriyeller sadece bakterilere karşı kullanılabilen antiseptiklerdir.
John Lister’in Antiseptic Principle of the Practice of Surgery isimli makalesinin 1867’de yayınlanmasıyla antiseptik cerrahi metotlarının geniş çaplı kullanımına başlandı. Makalesinde var olan herhangi bir mikrobun öldürüldüğü hususunda emin olabilmek için karbolik asitin (fenol) kullanımı savunmuştur. Bununla birlikte benzeri fikirler daha önce de farklı uzmanlar tarafından, eskiden beri, ortaya atılmıştı; Antik Yunanistan’da Galen ve Hipokrat gibi. Hatta MÖ 2150 yılından kalma bir Sümer kil tabletinde benzeri tekniklerin savunulduğuna rastlanılmıştır.
Yine de her antiseptik yararlı olmakla birlikte, yaralanmış yüzeye çok veya az oranda toksik ve rahatsız edici özelliktedir. Bu sebeple bugün cerrahide antiseptik metot yerine aseptik metot kullanılmaktadır ki bu -aseptik- metot hâli hazırda bulunan bakterilerin öldürülmesine değil, bakterilerin istilasına karşı koru(n)maya dayanır.