Kaval’ı kim buldu

Nefesli, yâni üflenerek çalınan çalgılardan. Kaval çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Ekseriya
ardıç ağacından yapılanı iyi ses veren bir âlet olarak kabul edilir. İnce bir ardıç ağacı ortasından kesilip
iki eşit parçaya ayrılır. Bu parçaların içleri oluk hâlinde açılır. Sonra parçalar yanyana getirilir. Üzerine
kiraz ağacının kabuğu geçirilir veya boğumlar hâlinde sarılır. Kaval; kamış teneke ve bronzdan da
yapılır. Yedisi üstte, biri de altta olmak üzere sekiz deliği, yâni perdesi bulunur. Kavalların boyu 30-50
cm arasında değişmektedir. Bir veya iki cm çapındadır. Kavalın dilli veya dilsiz çeşitleri vardır.

Kaval çalmak genel olarak kırda yalnız başına sürüsünün başında bulunan çobanlar arasında âdet hâline gelmiştir.

Kaval, çoban çalgısı olarak bilinen kaval, yörede daha çok şimşir ağacından (nadiren livori, incir ve erik ağacından), altta 1 ve üstte 7 delikli olarak imal edilir. Dilli kaval ve dilsiz kaval olarak adlandırılan iki türü vardır. Dilli kavalın ucunda ses üretimini sağlayan bir düdük bulunur. Dilsiz kaval ise içi boş bir boru olup çalan kişi nefes teknikleriyle istenen sesi çıkarır. Çobanların kavalı üflemesindeki bir amaç, otlanan hayvanların sakin kalması ve sürüden ayrılmamasıdır, bu gelenek halen günümüzde de uygulanmaktadır.

Kavalın kökeni hakkında değişik görüşler varsa da insanoğlunun en eski çalgılarından olduğu bilinmektedir. Ortadoğu ve orta asyada değişik formlarına rastlanır.

Paylaşın Bilgi Çoğalsın