İşçi veya işverenlerin müşterek, iktisâdî, sosyal ve kültürel faydalarını korumak ve geliştirmek için serbestçe, kânunlara uygun olarak kurulan ve faaliyette bulunan, bağımsız özel hukukla kurulu, tüzel kişiliğe sâhip meslekî teşekküller.
Târihi gelişmesi: Bugünkü mânâda sendikalaşma hareketleri, 18. yüzyılın sonunda, sanâyileşmeye
başlayan Avrupa devletlerinde başlamıştır. Özellikle İngiltere’deki kapitalist ekonomik uygulama;
işçilerin dayanışma teşkil edecek hareketlerden uzak kalmalarına, ücretle çalışanların derin bir sefâlete
düşmelerine ve gün geçtikçe bu sefâletin daha da artmasına sebep olmuştur.
İşçilerin daha iyi şartlarda yaşamasını temin edecek her hareket, ferdin akit yapma hürriyetine karşı gayri meşrû bir müdâhale teşebbüsü olarak görülmüştür. Ağır maddî baskı altında kalan işçilerin, düştükleri sefâletten kurtulma çâreleri aramaları, onları ortak hareket etmeye yöneltmiştir. İlk hareketler, Fransa’da kalfa ve çıraklar hareketi olarak 1520’lerde başlayarak 1799 yılına kadar aralıklı ve sık olarak devâm ettiği
görülmüştür.
Sosyalist ve komünist fikirlere sâhip olanlar ise, sendikaların, işçilerin ücretleriyle uğraşmalarını uygun bulmamışlar, siyâsî fikirlerinin yerleşmesi yolunda bir vâsıta olarak görmüşlerdi.