Bilinen ilk toplama kampı 1921 yılında, Rusya’da Bolşevikler tarafından açılan Holmogor kampıdır. Milhaljo Mihajlov’a göre bu, “tüm amacı tutukluların fiziksel olarak yok edilmesi” olan ilk toplama kampıydı. 1921 ile 1953 yılları arasında, Sovyetler Birliği’ndeki toplama kamplarında kaç kişinin yaşamını yitirdiğine ilişkin kesin rakamlar yoktur.
Ancak, tüm araştırmacılar, en az 10 milyon kişinin buralarda ölüp gittiği konusunda birleşiyorlar. Bir araştırmaya göre ise, bu rakam 19 milyon dolaylarında. Stalinist terör, 1936 yılında doruğa ulaştığında, toplama kamplarında 16 milyon kişi bulunuyordu. 1930’lu yıllarda Nazi rejiminin ünlü isimlerinden Dr. Goebbels, toplama kamplarının “mucidi”nin İngiltere olduğunu ileri sürdü. 1938’de, Nazilerin propaganda amacıyla dağıttıkları kartpostallarda, Rus toplama kamplarının yerini “Güney Afrika’daki İngiliz toplama kamplarından görüntüler” almıştı.
Toplama kampı, düşman olarak görülen bir topluluğun, genelde çok kötü koşullarda toplatılıp tutsak edilmesi amacıyla yapılan büyük kapalı yerlerdir. Bu grup politik muhaliflerden, düşman bir devletin vatandaşlarından, belirli etnik veya dini gruplardan, kritik bir çatışma alanında yaşayan sivillerden veya başka insan gruplarından oluşabilir. İnsanların tutuklanması genel sebeplere bağlıdır ve hukuki bir sürecin veya gereğince bir yargılamanın sonucunda gerçekleşmez.
Toplama kampı tabiri 19. yy.’ın sonunda çıkmıştır. İngilizler tarafından II. Boer Savaşı esnasında kullanılmıştır. Esin kaynaği ise İspanyollar’ın Küba Bağımsızlık Savaşı’nda kullandığı yöntemdir.
Naziler toplama kampı terimini çalışma ve imha kamplarını betimlemek için kullanarak kelimenin anlamında bir karışıklık yaratmışlardır. Her ne kadar toplama kamplarındaki ölüm oranları çok yüksek olsa da bunların bir birinden ayrı şeyler olduğunun bilinmesi gerekir.