Gömlek, halk ağzıyla Azericede olduğu gibi “köynek” Orta Türkçe devrinden beri bilinen bir sözcüktür, gönlek/könlek’ten gelir; gön/ten üstüne giyilen, mintan da Farsça “nım-ten” yani tenin, göv-denin yarısını örten anlamındadır Erkekler dizden yukarı, kadınlar ayak bileğine kadar uzanan gömlek giyen Dizlere kadar inen gömlekler, pantolon ve eteklerin yaygınlaşmasıyla bele çıktı.
Erkek gömleği 1500′ lerde Batı Avrupa’da giyildi. İngilizce gömlek (shirt) ile etek (skirt) aynı kökten gelmektedir ve İskandinav dilinde “skyrta” pantolondan aşağı sarkan uzun elbiseyi anlatır. Moda dünyasının en eski merkezlerinden Fransa’da etek sözcüğünün karşılığı olan “jupe” ise 12. yüzyılda Arapça “cübbe”den alınmış, altına giyilen “jupon” (jüpon) ise 14. yüzyılda türetilmiştir.
Düğmeli gömlek yakası, 1890’ların İngiliz polo oyuncularının giysilerinden esinlenmiştir. Rüzgâr ve atın sallantısına karşı yararlı bu yaka 1900’lerde tekstil sanayiinin elinde klasikleşti. Yaka, manşet, göğüs kısmı kolalanan, yaka ve manşetleri takma “frenk gömleği” ceket pantolon kadar yaygınlaşamadı.
Gömleklerin yakalarına balina, manşetlerine kol düğmesi takılan, kravatta kravat iğnesinin şart olduğu dönemde ev kadınları ütü yanında kolalama işlemi de yapmak zorundaydı. Bu gün ceketsiz gömlek veya gömleksiz ceket giyilebiliyor.