M.Ö. 700 yıllarında Akdeniz yöresinde Fenikeliler ve Mısırlılar tarafından kullanıldı. M.Ö. 480 yılında yapılan Atinalılar-Persler savaşında da kadırgaların kullanıldığı biliniyor. 1571 yılında, Korint Körfezi’nde Hıristiyanların karma donanması ile Türk donanması arasında meydana gelen İnebahtı Savaşı, kadırgaların kullanıldığı son büyük çarpışma oldu. Yine de 18. yüzyıla kadar kadırgaların etkinliği sürdü.
Kadırga, daha çok Akdeniz’de kullanılan çektiri (çektirme) tipi bir savaş gemisi. İlk olarak 8. yüzyılda Akdeniz’de deniz savaşlarında kullanılmaya başladı. 17. yüzyıla kadar gelişme göstermiştir. Antik çağlardan beri kullanılırdı. Asıl hareket mekanizması kürektir ve yelken buna yardımcı olması için tasarlanmıştır.
Standart bir Osmanlı kadırgası 40 metre boyunda 7-8 metre genişliğinde ve 24 oturaklıdır. Bir ya da iki üçgen yelkenle hareket eder. Ancak kadırga sınıfı başka gemileri de ihtiva eder. Bu ebatlardan küçük keşif amaçlı “kalita”, “çektirme” gibi gemiler olduğu gibi güvertesinin altında kürek çekilen baştarda gırap gibi modelleri de vardır.
Osmanlı donanmasında özellikle 17. yüzyılda Türk donanmasının altın çağında asıl savaş gemisi konumundadır. Osmanlı donanmasında 18. yüzyılın sonlarına kadar kadırga kullanmıştır.
Kadırga ince uzun yapısı ve alçak bordası sayesinde çok süratli ve kıvrak hareket eden bu gemi tipi kalyon sınıfı büyük yelkenli gemilere karşı avantajlıydı. Kalyonlar yalnızca rüzgarlı havalarda yol alırken kadırga rüzgarsız havalarda da yol alabilirdi. Ayrıca kullandığı Latin yelkeni sayesinde rüzgar yönünden bağımsız yol alabilirdi.
16. yüzyılda kadırga kalyon karşısında üstün konumdaydı. Ancak denizcilikte yaşanan gelişmeler sonucu kalyon yavaş yavaş kadırgayı yakaladı. 17. yüzyılın ortalarından itibaren kalyon kadırga karşısında üstünlüğünü kabul ettirdi. Osmanlı donanması da bu dönemde yavaş yavaş kalyona geçiş yapıyordu. Ancak bu değişim kadırganın değerini büsbütün yok etmedi. Daha 1.5 yüzyıl kadırga savaş donanmalarında kullanıldı.
Kadırganın kalyona karşı sürat ve manevra üstünlüğü vardı. Bunun yanında imalatı da 3 kat daha ucuzdu. Ancak kullanımı için çok sayıda kürekçi gerektirmesi bu ucuzluk avantajını ortadan kaldırmaktaydı. Kalyon ise kadırgadan çok daha dayanıklıydı. Ancak kalyonun geniş yüksek ve ağır gövdesi bulunmakta; geniş gövde sürat için hiç uygun olmamakta ve arkadan rüzgar almadığı sürece kalyonun yavaş ve hantal kalmasına sebep olmaktaydı. 40 metre boyunda 7 metre genişliğinde bir kadırganın mükemmel su direnci kalyonda yoktu.