Herhangi bir maddenin yansıyan görüntüsüne Anti madde denir. Ancak ilişki halinde karşılıklı tahribat sözkonusudur. Bir antihidrojen atomu çekirdek olarak bir anti-proton ve etrafında dönen bir positrona (pozitif elektron) sahiptir. Daha büyük anti madde atomlarının oluşması anti-nötronların oluşmasını gerektirir. Bu anti maddeler yüksek enerji madde hızlandırıcılarında oluşturulmuştur. Ancak antimaddenin evrende doğal olarak oluşmadığı ortaya çıkmıştır. Yörüngedeki gözlemevleri ile ilgili planlar tüm elektromanyetik spektrumla ilgili seyahat broşürleri gibidir. Sovyet uzay bilginleri, bir uzay radyo telek -topunu uzun süredir incelemiş ve ayrıntılı şemalarını çıkarmışlardır. Çapında 1 km ve 10 km. arası bir düzenleme ve milimetre ve desimetrelere uzanan ayıncı güce sahip olan bu Sovyet aracı 100.000 ışık yılı uzaklıktaki güneşe benzer yıldızların radyo dalgalarını saptayabilmektedir. Çalışma ölçeği (interferometry) teknikleri * ile böyle iki ayrı uzay üssünden tüm evreni taramak mümkün olabilmektedir. Bu girişim aynı zamanda Sovyet SETİ (Dünya Dışı Bilgi Araştırmaları) projesinde de işe yarayacaktır.
Spektrumun kızılötesi bölümü, 1981’de kızılötesi Astronomi Uydu-su’nun (IRAS) fırlatılması ile ele alınacaktır. NASA-Ingiltere-Hollanda’-nın birlikte yürüteceği bir araştırmada kutup yörüngeli 3 kelvine (-270C) kadar soğutulmuş 700 kg’lık bir teleskopla evrenin büyük patlamasından geriye kalan kızılötesi ve kozmik (-243 C) radyasyon tüm gökyüzünde araştırılacak. NASA tarafından ayrıca bir de ek olarak kozmik Saha Araştırıcısı (COBE) önerilmiştir.
Gelecek on yılda yapılacak araştırmalardan en önemlisi NESA-ESA uzay teleskopunun 1983’te yörüngeye sokulmasıdır. Bu merkezin can damarı 2.4 m. çapında 27. kademe yıldızlarını bile gözleyebilecek yetenekte bir ayna olacaktır. Bu teleskop 508 cm.’lik Mount Palomer teleskopunun gördüğü yıldızlardan 50 kez daha silik yıldızları görebilme yeteneğinde-dir. Amerikan Uzay Shuttle’i tarafından fırlatılacak olan düzenek, 1-2 yıl da bir yörüngede bakım gerektirecek dört ila yedi yılda bir de dünyada aynanın tekrar sırlanması gerekecektir. Ana aynaya ek olarak pek çok başka araç telesktopun çevresinde yörüngeye sokulacaktır. Bunların arasında bir geniş açı fotoğraf makinesi bir uzak nesneler için fotoğraf makinesi gezegenlerle ilgili bir makine, bir uzak nesneler için yüksek ayırıcı güçlü sepk-trograf ve bir IR fotometre bulunmaktadır.
ESA’nın yaptığı EXOSAT uydusunun 1981/1982 yıllarında fırlatılması porgramlanmıştır. Bu uydunun 1979’da fırlatılan HEOA 3 ile bağlantılı olarak ay tarafından perdelenen X-ışım kaynaklarını araştırması planlanmaktadır. Bu uyduların ana hedefleri, muhtemel nötron yıldızları, pul-sarlar, kara deliklerdir. 1980’lerin ortaları için önerilmiş bulunan bir geliştirilmiş X-ışını Astrofizik Aracı (AXAF) da bu araştırmaları genişleterek, yıldız ve galaksi yapısını ve evrimini ve değişik kozmolojik teorileri inceleyecektir. 1984’te Shuttle ile fırlatılması için önerilen Gama Işını Gözlemcisi (GRO) ise galaksi ile ilgili ve galaksi dışı kaynaklardan gelen gama ışını yayılmalarını araştıracaktır. Radyo galaksilerini, pulsarían, quasarlan, anti madde kaynaklarını ilgilendiren bilginin yanı sıra daha önce kaydedilmiş bulunan gama-ışını patlamaları ve diğer geçici olaylar araştırılacaktır.
Uzay uçuşlarının son yirmi bir yılı, insanlığa daha önce bilinmeyen bir evrenin kapısını açtı. Batlamyus’un teorileri Kopemik için ne kadar eskiyse Sputnik İ’den önceki teoriler de bilim adamlarına o kadar eski gelmektedir. Gelecekteki araştırmalar bizi aradığımız gerçeklerin daha yakınına getirecektir.