Taylorizmi kim buldu, kurucusu kim

İşçinin verimliliğini işyerinde işçinin emeğinden mümkün olduğu kadar fazla yararlanmak suretiyle artırmayı amaçlayan bir yöntemdir. Rasyonalizasyonun öncülerinden olan Amerikalı mühendis Frederic Winslow Taylor (1856-19151 tarafından sanayie uygulanan yönteme sonraları Taylorizm adı verilmiştir. Taylorizm, yapılacak bir işi çok basit parçalara bölerek bu işleri yapacak işçilerin tüm hareketlerini kronometre ile saptamak ve işçiden aynı miktardaki işi yapmasını istemektir.

Taylorizm sayesinde işçinin veriminde çok hızlı artışlar kaydedilmiş, bu yüzden maliyetleri düşür mek mümkün olmuştur. Maliyetlerin düşmesi hem müteşebbislerin karlan artırmalarına imkân vermiş, hem de işçi ücretlerinde yükselmeyi sağlamıştır.

Taylor ve onu izleyen Avrupalı müteşebbislere göre taylorizm birbirini izleyen dört bölümden oluşmaktadır: Birincisi amacın açık biçimde belirlenmesidir. Bu yapıldıktan sonra, işe koyulmadan önce, bu amaca ulaşmak için en uygun yöntemlerin bilimsel bir etüdü yapılmalıdır. İşte bu aşamada yapılacak iş için gereken zaman en ince ayrıntılarına kadar kronometre ile saptanmakta ve işçinin aynı tempo ile çalışabileceği farzedilmektedir. Üçüncü aşamada işçiye işe başlamadan önce, gerekli tüm aletler sağlanacak, dördüncü aşamada ise önceden belirlenen programa işçi harfiyen uyarak işi tamamlayacaktır.

Taylorizmin bir bilim olup olmadığı tartışmalıdır. Ancak Amerika ve Avrupa’da yaygınlaşmasından hemen sonra çok değişik ve şiddetli tepkiler yaratmıştır. Hayatının son yıllarında Taylor bile iş hayatında gerçeğin sadece önceden yapılan hesaplara uymadığını görmüştür. Nitekim 1910 dan itibaren işçiler, sendikalar ve bilim adamlarının Taylorizme karşı çıktıkları anlaşılmıştır. Özellikle ABD Temsilciler Meclisi tarafından 1915 yılında teşkil edilen Komisyonun hazırladığı raporda kronometraj sisteminin bilimsel değerinin şüpheli olduğu; ayrıca sosyal, moral ve psikolojik sakıncaları bulunduğu ortaya konulmuştur. İngiltere, Almanya ve Fransa’da da aynı yıllarda Taylorizme karşı ciddi eleştiriler yöneltilmiş, bu sistemin uygulandığı işyerlerinde iş uyuşmazlıklarının ve grevlerin arttığı görülmüştür. Aynca Taylorizmin vasıflı işgücünü ortadan kaldır dığı, işçinin fikir gücünü yok ettiği ısrarla ileri sürülmüştür.

İşçinin beşeri varlığını mekanik alet ve makinelere uydurmasını zorunlu kılan Taylorizm, günümüzde geride kalmıştır. Verimliliği artırmanın daha başka ve insani yöntemleri olduğu daha sonraki yıllarda anlaşılmıştır.

Paylaşın Bilgi Çoğalsın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir