Coğrafi koordinat sisteminin icadı, İskenderiye Kütüphanesinde yer alan kitaplara göre M.Ö. 3. yüzyılda yaşamış olan Cyrene’li Eratosthenes’i göstermektedir. Bir yüzyıl sonra, Nicaea Hipparchus, güneş irtifasından ziyade yıldız ölçümlerinden enlemi belirleyerek ve ölü hesaplamadan ziyade ay tutulmalarının eşzamanlamalarını kullanarak boylamı belirleyerek bu sistemi geliştirdi. Birinci veya ikinci yüzyılda, Tire’li Marinus, enlem ve boylamı kullanarak doğudan batıya uzanan geniş bir dünya haritası çizdi. Ptolemy’nin 2. yüzyıl Coğrafyası, enlem ve boylam üzerinde gelişmeler sağladı.
9. yüzyılda onların çalışmaları Arapça’ya çevrildikten sonra Al-Khwārizmī‘nin Dünyayı tanımlaması Marinus’un ve Ptolemeios’un Akdeniz’in uzunluğu ile ilgili hatalarını düzeltti, ortaçağ Arap kartografisine 10 ° doğu yakında bir asal meridyen kullandı.
Enlem ve Boylam Nedir
Yerküresi üstünde bulunan herhangi bir noktanın yeri sağlıklı olarak, oradan geçtiği varsayılan dairesel çizgiler yardımıyla tanımlanabilir. Yeryüzünün her bir noktasından geçtiği varsayılan daireler, meridyen ve paralel daireleridir. Kutuplardan geçen büyük dairelere «meridyenler» denir. Bunlara dikey ve ekvatora paralel düşünülen dairelere de, «paralel daireleri» ya da yalnızca «paraleller» denir. Bu sonuncu daireler, ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe küçülürler. Bir yerin konumunu tanımlamak için kullanılan enlem ve boylam kavramı, bu dairesel çizgilere dayanır: Bir noktadan geçen paralel dairesi ile ekvator arasında bulunan yayın değerine, o noktanın «coğrafi enlemi» denir; başka bir deyişle, bir noktanın coğrafi enlemi, o noktadaki çekül doğrultusu i- le ekvator düzlemi arasında kalan açıdır. Enlem açısı, ekvator ile o nokta arasındaki meridyen yayı üstünde ölçülür.
Bir noktadan geçen meridyen ile başlangıç olarak alınmış başka bir meridyen (günümüzde başlangıç meridyeni olarak, Greenwich’ten geçen meridyen kabul edilmiştir) arasındaki açıya, o noktanın «coğrafi boylamı» denir. Bir başka deyişle, bir noktanın boylamı, oradan geçen meridyen düzlemi ile başlangıç meridyeni arasındaki açıdır. Boylam açısı, bu iki düzlemin kestiği ekvatorun ya da paralel dairesinin yayı üstünde ölçülür.
Boylamlara başlangıç olarak alınan meridyen (başlangıç meridyeni), zamana ve ülkelere göre değişmiştir. Ptole- maios’un (Batlamyus) haritasında boylam başlangıcı olarak, Cebelitarık boğazı dışında, şimdiki Kanarya adalarının yerinde gösterilen efsanevi «Mesut Adalar» alınmıştı. XVI. yüzyıl haritaları da, bu bakımdan, bazen Asor (Açores), bazen Yeşilburun (Cabo Verde) adalarını alıyorlardı.
XVII. yüzyıl ortalarında Kanarya adalarının en batıda olanından (Ferro adası) geçen meridyen, boylamlara başlangıç olarak kullanıldı. Bunun bir yaran, bütün Eski Dünya’ yı doğuda bırakması ve bütünüyle denizler üstünden geçtiği için, kıtaları ve bir devletin topraklarını doğu ve batı boylamlarına ayırmamasıydı.
Daha sonraları birçok ülke, kolaylık olsun diye ve aynı zamanda ulusal isteklerle, kendi başkentlerinden geÇen meridyeni başlangıç meridyeni olarak aldılar (Paris, Berlin.., ülkemizde de İstanbul: Aya- sofya’nın kubbesinden geçen meridyen). İngilizlerin boylam başlangıcı olan Londra yakınındaki Greenwich, uluslararası bir konferansın kararıyla, aşağı yukarı bütün ülkelerce, uluslararası başlangıç meridyeni olarak benimsendi. Paralel ve meridyenler eğri çizgiler olduğundan, bunların bölümleri, dairenin bölümleriyle ifade edilir. Bunun sonucu olarak, bir noktanın enlem ve boylamı da derece ya da grad olarak verilir; daha çok birinci uygulama kullanılır (derece, dakika, saniye). Enlem ve boylamın kendine özgü bir yazma kuralı vardır: Enlem, N, 28°’58’ 59″ X E’dir.