Bir zil basit bir çınlama sesi çıkartan vurmalı çalgıdır. Çoğu zil konik yuvarlak şekle sahip genelde dökme metalden imal edilmiştir. Üst orta kısmından sallanan yine metal ucu top şeklinde çubuğu vardır. Kenarlarına vurduğunda tek bir tonda titreşimden kaynaklanan bir ses oluşturmaktadır. Küçük ziller da seramik veya camdan da yapılabilir. Ziller, küçücük elbise aksesuarlarından, tonlarca ağırlığa sahip 5 metre boyundaki kilise çanlarına kadar değişir. Çanların çalışması sistemine kampanoloji denir.
Tarihsel olarak, zil ve çan dini ritüeller ile ilişkilendirilmiştir. Dini hizmetler ve ibadetler için toplulukları bir araya getirmek için kullanılırlar. Zamanla, önemli olayları veya insanları anmak için de çanlar çalındı ve barış ve özgürlük kavramlarıyla ilişkilendirildi.
Zili kim icat etti
Çanların en eski arkeolojik bulguları M.Ö. 3. binyıldan kalmıştır ve Neolitik Çin’in Yangshao kültürüne kadar uzanır. Arkeolojik alanlarda çanak çömlekten yapılmış klaka çanları bulunmuştur. En eskileri çanak çömlek yapımında kullanılan malzemelerden daha sonra metalden yapılan ziller haline gelmiştir. Batı Asya’da ilk ziller M.Ö. 1000’de görülürler.
İlk metal ziller, biri Taosi mevkiinde, diğeri de Erlitou mevkiinde M.Ö. 2000 yıllarına aittir. İlk çanlar, metal sesi üretirken yalnızca önemli bir role sahip olmakla kalmaz, tartışmasız bir biçimde önemli bir kültürel rol oynamıştır. Shang Hanedanlığı döneminde (M.Ö. 1600 – c. 1050) çan türlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, farklı işlevlere sahip olmuştur. Shang ve Zhou sitlerinde, at arabası dişlilerinin bir parçası olarak ve köpeklerin yaka-çanları olarak da bulunurlardı.
Batı dünyasında, çanın ortak biçimi bir kule veya çan cote içine asılan bir kilise çanı veya kasaba çanıdır. Bu tür çanlar, sabit olarak konumlandırılmış bir kirişe monte edilerek ileri geri salıncaklar. Asılı olan çanlar, normalde bir çekiçle ya da bazen bir iple salınım hareketi ile ses çıkarması sağlanmaktaydı.
Japon Shintoist ve Budistler Dini törenlerde ziller kullanılır. “Soğuk” ve “ferahlatıcı” anlamına gelen homofondaki Suzu, içten ses üreten metal peletler içeren küresel çanlardır. Yarı küre şeklinde çan, dışarıda vurulan Kane zilidir. Büyük askılı tapınak çanları bonshō olarak bilinir.
Ortaçağdan kalma çanlar ve ziller bronzdan yapılamaktaydı. Avrupa’da 4. veya 5. yüzyıllarda zillerin geleneksel metali olan bronza %23 oranında kalay karıştırılmaya başlanmıştır. Çan metali olarak bilinen bu alaşımı en iyi yapanlar Türk ve Çinliler olarak bilinmektedir.
Çanlar saatler ile de ilişkilendirilir, saati zil sesi ile belirtir. Gerçekten, ingilizce saat anlamına gelen “clock” kelimesi, Latince çan veya zil anlamına gelen “cloca” kelimesinden gelmektedir. Saat kulelerindeki çan sesleri uzak mesafelerden duyulabilir. Kişisel kullanım için saatlerin çok pahallı olduğu zamanlarda saat kuleleri özellikle önemliydi. Birçok dilde aynı sözcük hem saat, hem de zil anlamına gelebilir.