Samuel Finley Breese Morse (27 Nisan 1791, Charlestown, Massachusetts – 2 Nisan 1872, New York), Amerika’lı ressam ve mucittir. Avrupa’daki benzer çalışmalardan bağımsız olarak, 1832 – 1835 yılları arasına yaptığı çalışmalar sonunda elektrikli telgrafı icat etmiş ve 1838 yılında Alfred Vail ile birlikte ilk telgraf alfabesi olan Morse Kodu‘nu geliştirmiştir.
Seçkin bir coğrafyacı ve din adamı Jedidiah Morse’in oğluydu. Anormal ve eksantrik bir öğrenci olduğu için ailesi onu, Andover’teki Phillips Akademisi’nden, Connecticut New Haven’daki Yale Koleji’ne (şimdi Yale Üniversitesi) gönderdi. Önceliği minyatür portre resim dersleri oldu. Resim derslerinin yanında neredeyse hiç kimse tarafından bilinmeyen ve ilgi çekmeyen elektrik konusu ile ilgilenmeye başladı.
1810’da Yale’den mezun olduktan sonra, Boston’da bir kitap yayıncısında katip olarak çalışmaya başladı. Ancak resim, asıl ilgi alanı olmaya devam etti. 1811’de ekonomik olarak sıkıntıda olmalarına rağmen ailesi, İngiltere’de yaşayan Amerikalı ressam Washington Allston’dan minyatür portre resim sanatını daha iyi öğrenmesi için İngiltere’ye gitmesine yardım etti. 1812’de İngiltere ve Birleşik Devletler Savaşı sırasında Morse, İngilizlerin Amerikalıları küçük görmesine aşırı tepki verse de o zamanın Amerikalılarının çoğu gibi, İngilizlerin sanat standartlarını kabul etti.
1815’de Amerika’y döndükten sonra, Amerikalıların tarih sahnesi resimlerini pek beğenmediğini fark etti. Çok gönüllü olmasa da yeniden portre çizerek para kazanmaya çalıştı. New England, New York ve Güney Carolina’da gezici bir ressam olarak çalışmaya başladı. 1825’ten sonra New York’a yerleşerek orada bir Amerikalı olarak en iyi portre resimleri çizdi. Portrelerinde, teknik yeterliliği, konusu olan karakteri cesur bir biçimde sunması, İngiltere’de öğrendiği Romantizm akımı ile birleştirdi.
Fakir olmasına rağmen Morse, cana yakınlığı sayesinde aydınlar, zenginler, dindar ortodokslar ve politik muhafazakârdan oluşan bir çevre edindi. ABD Ulusal Tasarım Akademisi’nin kurucuları arasında bulundu ve 1826’dan 1845’e kadar ilk başkanlığını yaptı.
1832’de, sanat eğitimine devam etmek için Avrupa’ya geri dönen Morse, yeni keşfedilen elektromıknatıs hakkında bir konferansa katıldı, orada duyduklarından sonra bir elektrikli telgraf fikrini tasarladı. Resme olan aşırı ilgisi elektriğe olan ilgisinin önüne geçmişti ve bir çok gelişmeyi kaçırmıştı. Bu nedenle 1800’den önce bir elektrikli telgraf fikri ortaya atılmış olsa da, Morse kendi fikrinin ilk olduğuna inanıyordu.
1835 yılına kadar telgraf ile ilgili ilk teorik çalışmalarını yaptı. Bu arada, zamanının büyük bölümünü New York City Üniversitesi’nde resim, sanat öğretimi ve tam bir muhalif olarak politikaya ayırdı.
Morse, 1835 yılından 1837 yılında kadar tüm dikkatini yeni bir buluş olan elektromanyetizmaya çevirdi. Üniversitede çalışan bir meslektaşı kimyager Leonard Gale, Morse’a Joseph Henry’nin elektromanyetizma üzerine yaptığı çalışmaları gösterdi. Başka bir arkadaşı Alfred Vail, ailesinin Morristown, New Jersey’deki demir fabrikalarında telgraf modelleri yapması için malzeme ve işgücü yardımı sağladı. Gale ve Vail, Morse’un telgrafına yardımcı olan en önemli partnerleri oldular. 1838’de Morse ve Vail, nokta ve çizgilerden oluşan bir telgraf iletişim alfabesi olan ve tüm dünyada Morse Kodu olarak bilinen sistemi geliştirdiler.
Aynı yıl, bir telgraf hattı kurmak için Kongre’nin ilgisini çekme konusunda başarısız olsalar da Maine Kongre Üyesi F.O.J Smith ‘i ikna etmeyi ve buluşlarına ortak etmeyi başardılar. Öncelikle Avrupa’da Morse alfabesi ve Telgraf sistemini tanıtmaya çalıştılar. Avrupa’da başarısız olduktan sonra, Morse yalnız başına 1843’te Baltimore – Washington arasında ABD’nini ilk telgraf hattı için mali destek almayı başardı. 1844’de hattın tamamlanmasından sonra 24 Mayıs’ta “Tanrı ne yaptı” yazan ilk mesajını gönderdi. Morse ve ortakları bu başarıdan sonra, onları çekemeyen katolikler, unitaryanlar, irlandalılar ve abolitionistler tarafından yoğun eleştiri ve hakaretler ve ayrıca telgrafın icadı ile ilgili hak iddialarını içeren patent davaları ile savaşmak zorunda kaldılar.
Telgraftaki yasal savaşlar, patent haklarını belirleyen 1854 ABD Yüksek Mahkeme kararıyla sonuçlandı. Atlantik’in her iki tarafında da telgraf hatları uzadıkça Samuel Morse’un serveti ve şöhreti arttı. 1847 yılına gelindiğinde Morse, New York Poughkeepsie yakınlarındaki Hudson Nehri’ne bakan Locust Grove’u satın aldı. Oraya 1850’lerin başında İtalyan tarzı bir konak inşa etti. Çocukları ve torunlarından oluşan geniş ailesiye yazlarını orada geçirdi. Her kış sezonu geldiğinde New York’taki evine dönerek çalışmalarına devam etti.
Yaşlılık döneminde, hayırsever biri olan Morse, kurucusu ve üyesi olduğu Vassar Kolejine, Yale Kolejine, kiliselere, din seminerlerine, İncil derneklerine, misyonerlere, alkol karşıtı topluluklara ve fakir sanatçılara cömertçe yardımlarda bulundu.
Morse yaşarken bile, dünya telgrafla birlikte çok değişti. 1872’de ölümünden sonra telgrafın mucidi olarak değil bir ressam olarak anıldı. Amerika Birleşik Devletleri genelinde bir çok sergide, Fransız aristokrat Lafayette’in, Amerikalı yazar William Cullen Bryant’ın ve diğer tanınmış bir çok insanın portrelerini çizen ressam olarak ün yaptı. Sonraki yıllarda telefon, radyo, televizyon ve İnternet gibi icatların parıltısı onun herşeyin başlangıcı olan icadını ve adını arka plana itti.
Zamanla Morse alfabesi bilen, öğrenmek isteyen telgraf operatörlerinin sayısı hızla azaldı. Ancak kendisini telgraf tarihine adamış insanarın oluşturduğu Morse Telegraph Club 1942 ‘den beri hala ayakta. Samuel F.B. Morse’un 1837’de icat ettiği ilk telgraf cihazı, Washington, D.C.’de Smithsonian Enstitüsüne ait Amerikan Tarihi Müzesi’nde korunmaktadır.