Capoeira; müziğin sporla buluştuğu sanatsal dövüş sanatı. Brezilya sahillerinde, güneş batışına istinaden, akrobatik hareketlerle savunma sanatının güzide örneklerini sergileyen capoeristalara hayran olmamak elde değil, özellikle de son dönem aksiyon filmlerindeki Capoeira rüzgarı ve Tekken’de “aceminin dostu” Eddy Gordo sağ olsun, bu savunma sporuna olan ilgi giderek büyüyor.
Capoeira, aslında Brezilya asıllı bir savunma sanatı ve tamamen Brezilya’ da yaşayan Afrika asıllı kölelerin kendilerini savunmaları amacıyla ortaya çıkmış. Estetik ve görünüşü ve “freestyle” moduyla kuralları kalın harflerle yazılmış diğer dövüş sporlarından ayrı durması Capoeria’nın, başta Brezilya olmak üzere 48 ülkede resmi bir spor dalı olarak kabul edilmesine sebep olmuş. Birçok otoriteye göre Capoeira aynı anda bir savaş sanatı, savunma sanatı ya da sadece bir dans olma özelliği taşısa da Brezilya’daki Capoeira’nın kökenlerini yaratan köleler için Capoeira ‘Özgürlüğe giden yol’ olarak kabul ediliyor, bu yüzden estetik hareketlerden oluşan bir dans olarak nitelendirilmesi, bu sporun arkasındaki soylu duruşa haksızlık etmek anlamına geliyor.
Filmlerde ritüelsi bir havaya büründürülse de Capoeira aslında, Roda adlı insanlardan oluşan bir çember, yuvarlak daire ya da yarım daire içerisinde iki kişinin belli stil ve ritimlerde oynadığı bir oyun. Bu “oyun”a ise Jogo deniliyor. Mazisi bu kadar politik bir şeye dayandığı için Roda çemberinin ve Jogo oyununun belli töresel kuralları var. Roda’nın orkestrayı içinde barındırması ve oyunun müzik eşliğinde,saldırı ve savunma kavramları temel alınarak oynanması bu kurallardan sadece biri. Rakipler birbirlerine ağırlıklı olarak zihinsel ve bunun yanında fiziksel üstünlük sağlamaya çalışır ama saldırılar otoriter kurmak ya da zarar vermek için değil aksine birliği ve uyumu sağlamak içindir.