İlk kütüphane hakkında bilgiler, nerede, ne zaman ve hangi uygarlık tarafından kurulmuştur.
Kütüphanelerin varlığı insanlık tarihi kadar eskidir. Asur, Babil ve Hitit medeniyetlerinden günümüze ulaşan ve yazı yazmak için kullanılan kil tabletler çok eski devirlerdeki kitap ve kütüphanecilikle ilgili bilgi vermektedir.
Asurbanipal Kütüphanesi ile ilgili bilgiler, araştırlamalar
Kütüphaneyle ilgili olarak yapılan araştırmalar ve kazılarda elde edilen bilgiler çok eski tarihlere kadar uzanmaktadır. Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından Ninova’da M.Ö. 625 yılında kurulan Asurbanipal Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Yapılan kazılar neticesinde elde edilen ve bu kütüphanede bulunan çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden 20.000 kadarı bugün İngiltere Londra’da British Museum koleksiyonları arasında yer almaktadır. Kütüphanede bulunan en ünlü eser ise yazılmış ilk kitap kabul edilen Gılgamış Destanı’dır.
Ashurbanipal Kütüphanesi, İskenderiye Kütüphanesi’nin kurulmasından yüzyıllar önce işgalciler tarafından yıkılmıştır. Kuzey Mezopotamya’da, modern Irak’ın kuzeyinde, Musul kenti yakınlarında bulunan Kouyunjik (Asur’un başkenti Ninova) arkeolojik yerinde yapılan kazılarda, çıkartılan eserler modern tarihçilere antik Yakın Doğu halkıyla ilgili bir çok bilgi sağlamıştır.
Kütüphane, arkeolog Austen Henry Layard’a tarafından keşfedilmiştir.
Ashurbanipal inatçı ve savaşçı bir kraldı, bununla birlikte, aynı zamanda okuryazar ve tutkulu bir metin ve tablet toplayıcıydı. Savaşşçılığının yanında bir entelektüel olarak biliniyordu. Yetişme çağında hem Akad hem de Sümer dillerinde ustalaşmıştı. Eski Metinleri toplamak için Asur İmparatorluğu’nun her bölgesine yazılar göndermişti. Metinleri, özellikle de Babil kaynaklarından kopyalamak için alim ve yazarları görevlendirdi.
Düşmanlarına karşı zalim olduğu bilinen Ashurbanipal, Babil ve çevresindeki bölgelerden yazılı metinleri almak için onları tehdit edebiliyor hatta zor kullanıyordu. Ashurbanipal’ın özellikle kehanet metinlerini toplama konusundaki yoğun ilgisi, kütüphanesi için eser toplamadaki itici motivasyonlarından biriydi. Asıl amacı “kraliyet iktidarını korumak için hayati olduğunu düşündüğü ritüeller ve büyülere sahip olmak” olabilirdi.
Kütüphanes, çoğunluğu ciddi şekilde parçalanmış olarak bulunan yaklaşık 30.000 tabletten oluşmaktadır. Tabletlerin çoğunluğu (yaklaşık 6.000 kadarı), mevzuat, yabancı yazışmalar ve sözleşmeler, aristokratik beyanlar ve mali konuları içeriyordu. Geriye kalan metinler, çeşitli tanrılara ibadet, şeref, incil ve ilahiler içerirken, bir kısmı da tıp, astronomi ve edebiyat ile ilgiliydi. Kütüphanedeki tüm bu metinler içinde sadece on tane destan ve efsane gibi etkileyici edebi eserler bulunmaktadır.
Eski Babil şiir sanatının bir başyapıtı olan Gılgamış Destanı, Enúma Eliş Yaratılış Destanı, Adapa Efsanesi ve Nippur’un Yoksul Adamı gibi hikayeler kütüphanede bulunan edebi eserler arasındaydı.
Tabletler genellikle şekle göre düzenlenmiştir: dikdörtgen tabletlere finansal işlemler, yuvarlak tabletlere ise tarımsal bilgiler kaydedilmiştir. Bu dönemde, bazı belgeler ahşap üzerine ve bazıları da balmumu tabletlerine yazılmıştır. Tabletler, içeriğine göre farklı odalara yerleştirilmiştir. Hükümet, tarih, hukuk, astronomi, coğrafya vb. içerikler renkli işaretlerle veya kısa yazılı açıklamalar bulunan başlangıç metinleri ile tanımlanmıştır.
Ninova, M.Ö. 612’de Babil, İskitler ve Med İmparatorluğu arasında oluşturulan koalisyon tarafından yok edildi. Sarayın yakılması sonucu kütüphaneye zarar gelmiş fakat çiviyazılı kil tabletler ateşe dayanıklı olduğu için kurtumuştur . Balmumu ve ahşap tabletler ise çoğu yok olmuş veya zarar görmüştür.
İskenderiye Kütüphanesi
Büyük İskender’in, Ninova’daki Aurbanipal’in büyük kütüphanesini gördükten sonra, kendi kütüphanesini kurma fikrinin oluştuğunu belirtilmektedir. Batlamyus (Ptolemy)’un katkılarıyla M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olan İskenderiye Kütüphanesi devrinin en büyük kütüphanesidir. Bu kütüphanede 700.000’e yakın papirus tomarıyla porşömen bulunuyordu. Sezar’ın M.Ö. 47’de İskenderiye’yi işgali sırasında büyük ölçüde zarar gören kütüphane M.S. 391 senesinde Mısır piskoposunun emriyle tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Pergamon (Bergama) Kütüphanesi
M.Ö. 165’te kurulmuş olan Pergamon (Bergama) Kütüphanesi, Roma’daki Bibliotheca Ulphia ve M.S. 355’te Büyük Konstantin (Constantinus-I)in (İstanbul’da kurduğu imparatorluk kütüphaneleri ilk çağların önemli kütüphaneleri arasında yer almaktadır. Ortaçağ’da manastırlarda kitap sayısı 1000’i geçmeyen küçük kütüphaneler kuruldu.
Avrupalılar kitap basımına önem verdiler. Bu sebeple kütüphaneler de yaygınlaştı. 17. ve 18. yüzyılda büyüyen özel koleksiyonlar Fransa’da Bibliotheque National, İngiltere’de British Museum, ABD’nin Washington şehrinde Kongre Kütüphanesi (Library Of Congrers) gibi dünyanın en zengin kütüphaneleri ortaya çıktı. Moskova’daki Milli kütüphane hüviyetindeki Lenin Kütüphanesi ise 1917’de kuruldu. Diğer bazı ülkelerde de millî kütüphaneler ve üniversite kütüphaneleri kuruldu.
Günümüzdeki teknolojik gelişmeler neticesinde ortaya çıkan sesli ve görüntülü yayınlara fazla rağbet gösterildiği için kütüphanelerden faydalanan kimseler azalmıştır.
Kütüphane Hakkında
Kütüphaneler, belli bir sisteme göre sınıflandırlan kitap, dergi ve benzeri basılı materyallerin toplandığı, saklandığı, okuyucu ve araştırmacıların kullanımına sunulduğu yerlerdir. Farsçada ev manasına gelen “hane” ile Arapçada kitaplar manasına gelen “kütüb” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen “hane-i kütüb” (kitaplar evi) isim tamlamasındaki tamlama “i”sinin düşmesi ve kelimelerin yer değiştirerek birleşmesinden meydana gelmiş, Kütüphane şeklinde söylenen birleşik bir isimdir.
Günümüzde yeni bilimsel materyallerin çeşitlenip çoğalması neticesinde ortaya çıkan, süreli yayın, grafik, sesli ve görüntülü yayınların meydana getirdiği koleksiyonlardan oluşan kütüphaneler de bulunmaktadır.
Bir fikir gayretinin sonucu olarak yazılmış eserleri korumak, toplamak, organize etmek, onları insanların faydalanmasına hazır hale getirmek için kurulmuş olan kütüphaneler, yapılmış ve yapılacak olan ilmi araştırmaları, zamanımızda ve gelecekteki araştırıcıların istifadesine en ucuz en çabuk ve
kolay şekilde sunulmasını sağlar. Kütüphaneler eğitim ve öğretime yardımcı olmaktadırlar.
İlkokuldan üniversite bitinceye kadar çeşitli okullarda okuyan öğrenciler, öğrencilerin yetişmesinde emek sarf eden öğretmenler ve ilmi ve teknik gelişmeleri takip eden kimseler de kütüphanelerden faydalanmaktadır.