İlk Üniversite Ne Zaman ve Kim Tarafından Kuruldu

Üniversite Fakülte denen ilim kollarından meydana gelen ve talebelerine belirli ihtisaslar kazandıran öğretim ve araştırma kuruluşudur. Günümüzdeki manada ilk üniversitelere Abbâsîler ve Emeviler döneminde rastlanır.

İlk üniversite ise Emevîler tarafından Fas’ın Fez şehrinde 859 senesinde kurulan Keyruvan Üniversitesi‘dir. Bir diğer üniversite örneği de, 425 yılında yüksek öğrenim kurumu olarak, imparator naibi III. Michael tarafından 849 öğrenci ile kurulan “Konstantinopoli Üniversitesi” dir.

Fasta yer alan El-Ezher Üniversitesi, 975 yılında Müslümanlar tarafından kuruldu ve günümüzde hala eğitim ve öğretim vermeye devam ediyor.

Eski Yunan ve Roma dönemlerinde bâzı yüksek eğitim ve öğretim teşkilâtları olmasına rağmen bunların bugünkü mânâda üniversite niteliği yoktur.

Fas, Kurtuba ve Gırnata üniversiteleri, ilim ve fennin kilise ve piskoposların tesirindeki ruhban sınıfına mensup öğretim üyeleri olan okullara girmesine vesile olarak, sâdece hukuktan ibâret olan öğretim dalına tıp, astronomi, ilâhiyat ve benzerlerinin de eklenmesini sağladı. O zamâna kadar Avrupa kralları ve devlet adamları tedâvi olmak için Kurtuba Üniversitesinin Tıp Fakültesine gelirlerdi.

Hattâ dünyânın düz olduğuna inanan Avrupalılar, Galile, Kopernik, Newton dünyânın döndüğünü İslâm kitaplarından öğrenip söyleyince onları suçlu görüp hapsedecek kadar ilim ve fende geriydi.

Bağdat’taki Nizâmiye Medresesi (1065), Osmanlılardaki ilk üniversite olan İznik Medresesi (1331) gibi misalleriyle de Selçuklular ve Osmanlılar döneminde hızla gelişen medrese müessesesi Tanzimata kadar fen derslerinde de söz sâhibiydi (Bkz. Medrese). Fen dersleri kaldırılınca ilim ve fenni Endülüs Emevîleri vâsıtasıyla İslâm medeniyetinden alan batı, doğuyu geçmeye başladı. Daha sonra (1863) Dârül-Fünun adı altında teşkilâtlanan bu yüksek eğitim-öğretim müessesesi çeşitli safhalardan sonra 1933’te İstanbul Üniversitesi olarak yeniden düzenlendi.

Batıda Bologna, Pavia, Revenna ve Paris adları altında gelişmeye başlayan ilk üniversiteler uzun süre psikoposların kontrolünde kalmaya devam etti. Hattâ Bologna Üniversitesinin rektörleri öğrenciler tarafından seçilmekteydi. Öğrenciler nation denen dört gruba ayrılır ve her grubun lideri rektörün
yanında yönetime katılırlardı. Buna rağmen asıl yönetici ve söz sâhibi kimseler piskoposluktan gönderilen ve kançı denen kimselerdi.

Paris Üniversitesinde ise öğrencilerle birlikte öğretim üyeleri de o yönetimde rol alırlardı. Fakat neticede yine kontrol piskoposluğundu. Sonraları üniversite rektörü piskoposluğa karşı otoritesini sağlayarak özerk hâle geldi. Bunu tâkiben papalığa bağlı olmayan İngiliz Oxford veCambridge üniversitelerinden sonra 14. yüzyıla kadar çeşitli Avrupa şehirlerinde üniversiteler kuruldu.

Üniversite ya da diğer adıyla yükseköğretim, üniversitelerde ve meslek yüksekokullarda 2 yıllık yapılan öğretimdir. Avrupa ve gelişmiş batı ülkelerinden farklı olarak Türkiye’deki üniversiteler mesleki eğitim zorluğuna göre en az 3 ya da 4 yıllık devamlı eğitim veren lisans veya fakülte ve 2 yıllık eğitim veren ön lisans veya meslek yüksekokulu eğitim programları vardır. Bazı ülkelerde bölümüne ve ülkeye göre göre lisans eğitim süresi 5-6 yıllık olanları da vardır. Ayrıca “uygulamalı bilimler yüksekokulu” olarak adlandırılan 4 yıllık lisans eğitimi de vardır. Bunların yanı sıra yine Türkiye’de öğrencilerin derslere fiziki olarak katılma zorunluluğu olmayan bir öğretim şekli olan açıköğretim üniversitesi de ayrı bir çeşit eğitim şekli olarak sayılabilir. Uzaktan eğitim prensibine dayalı olan ve son zamanlarda bilgisayar ve internet erişiminin artmasıyla daha da yaygınlaşan öğretim biçimidir. Türkiye’de lisans, ön lisans ve yüksek lisans öğretimleri yapılmaktadır.

Üniversite, Eflatun ve Aristo’nun hiçbir politik ve dinî baskı unsuru olmadan öğrencileri ile felsefi tartışma yarattıkları ortamdan esinlenerek günümüze kadar evrensel ölçekte bağımsız ve tüzel kişiliğe sahip kurumlar olarak “universitas” üniversite adını almıştır. Üniversite felsefi tartışma ortamında akıl sürecini duygusal sürecin önüne alarak kişilerin olayları görerek ve tartışarak farkına varılabilirliğini sağlayan ortamlardır.

Paylaşın Bilgi Çoğalsın