İşaret dili bir kişinin düşüncelerini ifade etmek için eş zamanlı eller, kollar, vücut hareketleri ve yüz ifadelerini kullanması olarak tanımlanabilir. İşaret dili, konuşma dili ile birçok benzerlik taşır, bu nedenle dilbilimciler her ikisini de doğal dil türü olarak görürler. Bölgede konuşulan dile göre farklılık göstermektedir. Yani aynı konuşma dilinde olduğu gibi ingilizce işaret dili, türkçe işaret dilinden farklıdır.
İşaret dilleri, genellikle, ortaya çıktıkları topraklarda konuşulan dillerle herhangi bir dilsel ilişkiye sahip değildir. İşaret ve konuşulan diller arasındaki korelasyon karmaşıktır. Konuşulan dilden daha fazla ülkeye göre değişiklik gösterir. Örneğin, ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın hepsinin egemen dili İngilizce’dir, ancak ABD’de ve Kanada’nın büyük bir bölümünde kullanılan Amerikan İşaret Dili (ASL) Fransız İşaret Dili’nden türetilirken, diğer ülkeler İngiliz, Avustralya ve Yeni Zelanda İşaret Dili’nin lehçelerine imza atarlar. Benzer şekilde, İspanya’nın ve Meksika’nın konuşma dili İspanyolca olmasına rağmen işaret dilleri çok farklıdır.
İşaret dilini icat eden kişi tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle tarih boyunca işaret dilinin ortaya çıkışını ve yayılmasını etkileyen farklı ülkelerin katkılarını incelemek gerekmektedir.
İlkel dönem
Düşünüldüğünde, henüz konuşmayı beceremeyen mağara insanlarının iletişim kurmak için işaret dilinden faydalandığı kolayca anlaşılabilir. İşaret dilinin başlangıç noktası ilkel insanın iletişim ihtiyacıdır. İlkel insan ses çıkartabiliyor fakat kelime ve cümle kurma yetersizliği nedeniyle anlatmak istediklerini el ve yüz ifadeleri, jest ve mimikler ile destekliyorlardı.
Onun haricinde Antik Yunanda ve Mısır’da işaret dilinin varlığı ile ilgili çeşitli kayıtlar bulunmuştur.
Fransız İşaret Dili
Bilinen ilk işaret dili kayıtları Girolamo Cardano adlı İtalyan bir hekim işitme engelliler için bir çalışma hazırladığıdır. 1620’de Juan Pablo de Bonet, Girolamo Cardano’nun notlarını temel alarak işaret dili daha kolay ve kullanışlı hale getirecek ilk işaret dili kitabını yazmıştır.
Bu kitabın sayfalarında, herkesin kolaylıkla kullanabileceği bir alfabe sistemi yer almaktaydı. Ayrıca öğrenilecek farklı kelimeleri anlatmak için el şekillerini gösteren fotoğraflar vardı.
1755 yılında sağırlara işaret dilini öğretmek için ilk ücretsiz devlet okulu Paris’te, Abbe Charles Michel de L’Epee tarafından kuruldu. L’Epee’nin okula devam eden sağır çocukları gözlemleyerek farklılıklarını gözlemledi. farklılıkları ortadan kaldıracak yöntemler geliştirdi. El işaretleri, jestler ve parmakların şekillerini içeren bir dil için belirli standartlar oluşturmayı başardı.
Bu okulda sağırların kullandıkları standart işaret dili sistemi daha sonra ülkenin sağır ve dilsizler için resmi dili haline geldi. Bir süre sonra ise bu standartlar Fransa’da dışında neredeyse tüm Avrupa’ya yayıldı.
Amerikan İşaret Dili
İşaret dili Avrupa’dan sonra Amerika’ya geldi. Paris’te, Abbe Charles Michel de L’Epee nin öğrencisi olan Laurent Clerc, Thomas Hopkins Gallaudet‘le birlikte Amerika’ya gitti. 1817’de Connecticut’taki Hartford’da sağırlara işaret dili öğreten ilk Amerikan okulunu açtılar.
Fransız Clerc’in öğrettiği dil ile Amerikalı çocukların konuşmaya çalıştığı dil birbirinden farklıydı. Amerikalı olan Thomas Hopkins’in katkıları ile Amerika’ya özgü Amerikan İşaret Dili (ASL) ortaya çıktı.
Gallaudet’in oğlu Edward Miner Gallaudet, 1854’te Washington, D.C’de sağır ve dilsizler için bir okul kurdu Bu okul 1864’de Ulusal Sağır-dilsizler Koleji oldu. Şimdi Gallaudet Üniversitesi olarak da adlandırılan bu okul, halen dünyadaki sağır insanlar için tek liberal sanat üniversitesidir.
İngiliz İşaret dili
İngilterede 1648’de John Bulwer karısı ile iletişim kurmak için dokunma esaslı bir alfabe sistemi geliştirmişti.
1680’de George Dalgarno Didascalocophus adında sağırların eğitimi ile ilgili kendi metodunu oluşturmuştur Bu metodda bir alfabe ve parmakların farklı eklemlerini işaret ederek harflerin gösterildiği bir işaret dili sistemi yer alıyordu.
Modern iki elli alfabenin ilk bilinen basılı resimleri, 1698’de kendiside konuşamayan kimliği belirsiz bir yazar tarafından yayınlanan bir broşür olan Digiti Lingua ile çıktı.
Charles de La Fin, 1692’de, harfleri ifade etmek için vücudun bir bölümüne işaret eden alfabetik bir sistemi açıklayan bir kitap yayınladı. Hem İngilizce hem de Latince kodları açıkladı.
1720 yılına gelindiğinde, İngiliz manuel alfabesi bugünkü şeklini az ya da çok bulmuştu. Britanya kolonileri Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Uganda ve Güney Afrika’da İngiliz işaret dili kullanılmaktadır.
İşaret dili konuşma dışı iletişim şekli olan beden dili ile karıştırılmamalıdır.