Dikiş İğnesi’ni kim buldu

Aslında moda dikiş iğnesinin bulunmasıyla başladı dersek yanılmamış oluruz. Güney Afrika’daki Sibudu Cave’de 61.000 yıl öncesine ait kemikten yapılmış bir iğne keşfedildi. Fransa’da, Taş Devri’nden kalma mağaralarda, 20 bin yıl önce kemikten yapılmış başka iğneler bulundu. Denisova Mağarasında kuş kemiklerinden yapılmış ve yaklaşık 50.000 yaşında olduğu tahmin edilen, başka bir iğne daha bulundu.

30.000 yıl öncesine ait Fildişi iğneleri, Rusya’nın Kostenki bölgesinde tespit edildi. 4400 ila M.Ö. 3000 arasında değişen Naqada’da bakır iğneler buldu.

İnsan, iğneyi, hayvan derilerinden daha kullanışlı bir giysi üretebilmek için yaptığı arayışlar sırasında buldu. Bu buluş, daha uygar bir yaşama yönelik, önemli bir adım oldu.

10. yüzyılda Çinden kaliteli çelik üretim teknolojisi İspanya’ya geldi. Çelik teknolojisi daha sonra Almanya’da ve Fransa’da genişlemesine rağmen İngiltere’de önemli ölçüde gelişmedi. İngiltere ancak 1639’da Redditch’te iğneler yapmaya başladı ama günümüzde hala yaygın olarak kullanılan çizilmiş tel tekniğini icat etti.

15. yüzyıldan itibaren metal iğneler, pek çok ülkede kullanılmaya başlandı. Ancak, iğne ve iplikle dikiş dikmek, yine de uzun yıllar göznuru ve büyük bir sabır isteyen bir uğraş olarak kaldı. 1830 yılında dikiş makinesinin icadı ile, dikiş ve terzilik son derece kolaylaştı.

El dikişi için dikiş iğneleri, biri sivri uç, diğer ucunda bir delik ile uzun ince bir alettir. İlk iğneler kemik veya ahşaptan yapılmıştır; Modern olanları yüksek karbonlu çelik tellerden imal edilmiş olup korozyon direnci için nikel veya 18 ayar altın kaplamalıdır. En kaliteli nakış iğneleri, üçte ikisi platin ve bir üçüncü titanyum alaşımı ile kaplanmıştır. Geleneksel olarak iğneler, süsleme nesneleri haline gelen dikiş kutularında tutulmuştur. Dikiş iğneleri bir dikiş yüzüğü, iğneler ve makas, kalem ve cımbız gibi diğer öğelerle birlikte dikiş kutularında tutulmaktadır.

Paylaşın Bilgi Çoğalsın