Nikola Tesla ölümünden 70 yıl sonra gerçek anlamda dünyanın dikkatini çekti. Zamanının ötesinde icatlarıyla ezber bozan davranışlarıyla günümüzde hala bir efsane olarak yaşamaya devam ediyor. Okullarda Thomas Edison’un icatlarından bahsedilirken, Nikola Tesla ile olan çekişmelerinden, Edison ve zamanın JP Morgan, enerji devleri ve diğer sanayi kollarında faaliyet gösterenler tarafından cezalandırıldığından bahsedilmiyor.
Nikola Tesla’nın 7 Ocak 1943’te vefatının ardından ABD hükümeti laboratuvarında ve evinde bulunan bütün bilimsel araştırmalarına el koydu. Daha sonra bazıları FBI tarafından Bilgi Özgürlüğü Yasası ile yayınlandı.
Nikola Tesla fakir ve yalnız biri olarak dünyaya veda etti. Fakat belkide icatlarıyla dünyayı hiç kimsenin yapamayacağı bir şekilde değiştirdi. İşte Tesla’nın Dünyayı değiştren icatları
Alternatif Akım
Hiç şüphesiz, Nikola Tesla’nın en önemli icatları arasında Alternatif Akım için (AC) yaptığı katkılar bulunmaktadır. Tesla’nın AC’yi icat etmediğini veya keşfetmediğini not etmek gerekir, ancak icatları Alternatif Akımın dünyanın enerji merkezinde yer almasını ve yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır.
Herşeyin başladığı yer Chicago’daki 1893 Dünya Fuarı oldu. Edison’nun vizyonu ile Tesla’nın elektrik enerjisinin nasıl üretileceği ve dağıtılacağı konusundaki vizyonu arasındaki savaş her zamankinden daha önemli hale geldi. Bu çekişme, özellikle maliyet ve emniyet konularında yaşanmaktaydı. Edison’un ve General Electric’in desteklediği DC (Doğru) akım, uzun mesafelerde pahalıydı ve gerekli dönüştürücülerden (komütatör) tehlikeli kıvılcımlar üretiyordu. Buna rağmen Doğru akımın güvenli olduğunu iddia ediyorlardı. Edison ve destekçileri, Nikola Tesla’nın “Alternatif Akım” ının daha tehlikeli göstermek ve halkta korku uyandırmak için, elektrik akımının genel tehlikelerini sadece Alternatif Akıma özgünmüş gibi kullandılar. Kanıt olarak, Edison bazen hayvanlara elektrik vererek gösteriler yaptı. Tesla daha düşük maliyetli olan AC akımın ve emniyetli olduğunu göstermek için kendi bedeni üzerinde elektrik dolaştırdı. Edison-Tesla (GE-Westinghouse) arasında on yıldan beridir devam eden karanlık iş anlaşmaları, çalıntı fikirler ve Tesla’nın icatları üzerinden Edison’un para kazanması gibi konularda yaşanan kavga 1893 te doruk noktasına çıktı.
Tesla, AC’deki üzerindeki çalışmalarını geliştirdi, gücü gönderirken aynı zamanda kaynağa geri dönmesini sağladı. AC akım ile daha geniş bir alana büyük miktarda elektrik enerjisi göndermenin mümkün olduğunu kanıtladı.
Tesla Bobini
En etkileyici ve tartışmalı olan icadı Tesla Bobin 1891’de icat edildi. Tesla Bobini kesinlikle enerji endüstrisi devlerinin istemediği bir şeydi: Dünya’nın kendisinin bir verici gibi, frekansları kullanarak elektrik (elektromanyetizma) üretebilen bir mıknatıs olması kavramı, herkesin bedava elektrik kullanabilecek olması fikri enerji devi şirketleri oldukça korkuttu.
Tesla için, kablolar olmadan elektrik aktarımı takıntı haline geldi. Şehirlere kablosuz olarak elektrik aktarmanın ancak Tesla Bobinini daha yüksek rakımlarda kurarak mümkün olduğunu düşündü. J.P. Morgan, 150.000 dolar finansman sağladıktan sonra 1899’da Colorado Springs’de bir laboratuvar kurdu. Orada, büyüleyici olarak tarif edilen en büyük ve en güçlü Verici Tesla Bobini yaptı. Verici üç bobinli ve 52 feet çapında idi. Milyonlarca volt elektrik üretti ve o sırada 130 feet uzunluğundaki yıldırım cıvatasına elektrik gönderdi. ortaya çok büyük bir ışık çıktı, bu insan yapımı ilk yıldırımdı.
Tesla’nın dönemi için biraz fazla iddialı idi. Bu özel proje hayata geçirilememesine rağmen, vizyon ve kapsam hala oldukça etkileyicidir. Dünyaya ücretsiz elektrik ve iletişim sağlaması beklenen Tesla’nın Wardenclyffe Kulesi vericilerin öncülüydü. Ancak mali destekçiler çekildikten sonra proje sona erdi, 1915’te borçları yüzünten tesis haczedildi. Proje, iflas talebinde bulunan ve sinir krizi geçiren Tesla’yı da mahvetti.
Tesla bu bobinleri elektrikle aydınlanma, fosforesans, röntgen ışınları üretimi, yüksek frekanslı alternatif akım, elektroterapi ve kablosuz elektrik üretimi gibi alanlarda yenilik getirecek deneyler için kullanmıştır. Tesla bobinleri 1920’lere dek kablosuz telgraf için spark-gap radyo vericilerinde kullanıldı.
Bugün, Tesla Bobini çoğunlukla eğlence için kullanılmaktadır. Amatör olarak tesla bobini yapılabilmektedir. Tesla Bobini mühendislerin elektriği nasıl kullanacaklarını anlamalarına yardımcı olmuştur.
Neon Lamba
Nikola Tesla ışığın nasıl kullanılacağını ve dağıtılılacağını gösterdi. Tesla, endüstriden yaklaşık 40 yıl önce laboratuarında flüoresan ampul icat etti, geliştirdi ve kullandı. Gazlar yoluyla harekete geçen elektrik parçacıklarından faydalanarak dört farklı lamba türü geliştirdi. Örneğin, kara ışığı kendi yarattığı bir fosforlu madde kullanarak görünür ışığa çevirdi. Dünya Fuarında, “Tesla, benzersiz tasarımlar” yazılı kelimeler olan neon tabelaları vardı. Neo tabela fikri popülerlik kazandı ve şimdi neon ışıkları ve tabelalar dünyanın dört bir yanındaki büyük şehirleri süslüyor.
X ışınları (Shadowgraphs – Gölge Grafikleri)
Elektromanyetik ve iyonlaştırıcı radyasyon, 1800’lü yılların sonlarında büyük oranda araştırılmıştı. Ancak Nikola Tesla konunun tamamını araştırmıştı.
1895’de Alman bilim adamı Wilhelm Conrad Röntgen, X-ışınları diye adlandırdığı gizemli bir enerjiyi keşfetti. Eliyle bir kurşun ekran arasında fotoğrafik film yerleştirirken, elindeki kemiklerin bir görüntüsünü film üzerinde yarattığını fark etti. Kısa bir süre sonra Röntgen araştırmasıyla halka açıldı ve Röntgen’in karısının elindeki resim ünlü oldu. Resimde, elindeki kemikleri ve parmağındaki düğün yüzüğünü görebilirsiniz.
Röntgen araştırmasını kamuoyuna sunmadan önce Tesla X ışınlarıyla ilgili araştırmalar yapıyordu. Röntgen’in teknolojiyi keşfetmesinden kısa süre önce Tesla’nın araştırması, 1895’de laboratuarında çıkan bir yangın nedeniyle durduruldu. Röntgen bulgularını yayınladığında, Tesla’ya ilham verdi. Tesla “gölge grafikleri” adı verdiği resimleri üreten, bir vakum tüpü kullanarak kendi X-ışını yaptı. Tesla, Amerika’da bir X-ışını resmi çeken ilk insan olarak kabul edildi. Ayakkabı giymiş bir ayağın gölge grafiğini çekti. Çektiği gölge grafiğini Röntgen’e bir mektupla gönderdi ve onu keşfi ile ilgili tebrik etti. Röntgen de, olağanüstü net bir gölge grafiği çektiği için Tesla’ya övgü dolu bir cevap yazdı. Shadowgraphs, Tesla’nınki kadar net görüntü üretemeyen X-ışını makinelerinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Radyo
Radyo mucidi, bir tartışma konusudur. 1895’de Tesla, 80 kilometre mesafe uzaklığa bir radyo sinyali göndermeye hazırlanıyordu, ancak laboratuvarında yangın çıkması nedeniyle bu denemeyi ertelemek zorunda kaldı. Bu arada İngiltere’de Guglielmo Marconi adlı İtalyan bir adamı kablosuz bir telgraf üzerinde çalışıyordu ve 1896 yılında Marconi’nin cihazına patent verildi. Sistemi, Tesla’nın yapmış olduğundan çok farklıydı, yalnızca iki devre kullanıyor ve uzun mesafelerde iletim yapamıyordu. Tesla’nın icadını, çok daha güçlü hale getirecek çok sayıda devre kullanmıştı.
Tesla, 1897’de ABD’de patent için başvuruda bulundu, üç yıl sonra 1900 yılında patent verildi. Marconi de, 1900 yılnda radyo patentini ABD Patent Ofisi’ne gönderince, Tesla’nınki ile çok benzer olduğu için reddedildi. Marconi, radyo’nun patenti Tesla’da olmasına rağmen Andrew Carnegie ve Thomas Edison’un da içinde bulunduğu güçlü destekçileri sayesinde herhangi bir engellemeyle karşılamaksızın kendi şirketini açtı. Nikola Tesla tarafından talep edilen telif ücretlerini ödemeyi de reddetti.
Marconi 1901 yılında, Tesla osilatörü de dahil olmak üzere bir dizi Tesla patentini izinsiz kullanarak, Atlantik genelinde radyo sinyali iletti. 1904’te ABD patent bürosu bir açıklama yapmadan, karar değiştirdi. Marconi’nin patentinin geçerli olduğunu ve bu kararın Marconi’yi radyonun mucidi haline getirdiğini söyledi. Marconi 1911’de Nobel Ödülünü kazandı. 1915’de Tesla Marconi’nin şirketine dava açtı. Ne yazık ki Tesla, hayatının bu noktasında, büyük bir şirket ile mahkemede mücadele için çok fakirdi. Yüksek Mahkeme, Tesla’nın ölümünden birkaç ay sonrasında, 1943 yılında Tesla’nın Marconi’den önce radyoyu icat ettine karar verdi.
Uzaktan Kumanda
Uzaktan kumanda icadı doğal olarak bir radyo sinyallerinin bir parçasıydı. 1898’de Madison Square Garden’da düzenlenen Elektrik Sergisinde Tesla, radyo dalgaları (telsiz sinyalleri) ile kontrol edilen bir tekne olan “teleutomaton” adlı bir buluşu gösterdi. Patent bürosu, mümkün olmadığını düşündüğü bir konuda bir patent vermek istemediği için bir patentini alamadı. Ancak sergide patent bürosunun ne kadar çok yanıldığını kanıtladı. Tesla’nın, pilli elektrikli teknesinin dümeni, pervanesi ve ışıkları radyo dalgaları ile uzaktan kontrol ediliyordu.
Bu buluş farklı alanlarda büyük bir ilkti. İlk uzaktan kumandalar, televizyon uzaktan kumandaları ve garaj kapısı açıcıları gibi nesnelerin gelişimini etkilemiştir.
Elektrik Motoru
Nikola Tesla’nın elektrik motoru icadı sonunda Tesla adını taşıyan bir otomobil tarafından popülerleştirildi. Teknik spesifikasyonlar bu özetin kapsamı dışındaysa da, Tesla’nın dönen manyetik alanları olan bir motor icadının sanayiyi kurtardığını söylemek yanlış olmaz. Bu buluş esasen, endüstriyel fanlar, ev eşyaları, su pompaları, takım tezgahları, elektrikli el aletleri, disk sürücüleri ve kompresörler gibi şu anda kullanılan çoğu şeyin temelini oluşturmuştur.
Bir endüksiyon motoru, alternatif akım kullanır ve bir stator ve bir rotor iki parçaya sahiptir. Stator sabit kalır ve ortadaki rotoru döndürmek için elektromıknatıslar kullanır. Endüksiyon motorları dayanıklı, bakımı kolay ve çalışması ucuz olduğu için tercih edilmektedir.
1880’lerde iki ayrı kişi indüksiyon motoru üzerinde çalışıyordu; Tesla ve Galileo Ferrari. Her ikisi de bulgularını 1888’de sundular. İtalyan mucit Ferrari, motorunu Tesla’nınkinden iki ay önce sundu. Her ikisi de aynı teknolojiyi geliştirdiler ve aynı bağımsız sonuçlara vardılar. Fakat, Tesla’nın patent için kanıtları daha ağır basıyordu. Bu nedenle indüksiyon motoru’nun patenti Tesla’ya verildi. İndüksiyon motoru son derece etkiliydi ve vakumlar, üfleme makineleri ve elektrikli el aletleri gibi gündelik ürünlerde hala kullanılmaya devam ediyor.
Robotik
Nikola Tesla’nın aşırı derecede gelişmiş bilimsel zihni onu bütün canlı varlıkların sadece harici dürtüler tarafından yönlendirildiği fikrine itti. O şöyle diyordu: “Her düşündüğüm ve hareketimle, yalnızca harici uyaranlara tepki veren hareket gücü ile donatılmış bir otomat olduğum için mutlak memnunum.” Böylece, robot konseptini tanımladı. Bununla birlikte, Tesla, insan kopyalarının sınırlamalara tabi olmasını, insanın bir unsuru olan büyüme ve çoğalma gibi özelliklere sahip olmaması gerektiğini belirtti. Nikola Tesla, bilginin üretebileceği her şeyi sabırla kucakladı.
İcat ettiği uzaktan kumandalı tekne, insanın fiziksel olarak dokunmadan kontrol edilebilen mekanik bir nesne olduğu için en eski robotlardan biriydi. Son olarak, robotik ve radyo kontrol teknolojisinin birleşimi, Tesla’nın teknesini, droneların büyük dedesi yapmaktadır.
Tesla Türbini
20. yüzyılın başlarında dünya otomobillerde pistonlu motorun yükselişini gördü. Pistonlu motora karşı yarışmak için Tesla kendi türbinini geliştirdi. Bıçaksız ve bir odacıkta döndürülmüş pürüzsüz diskler kullanılmıştı. Yakıt diskler bulunan ana bölmeye girmeden önce yandığı zaman çalışıyordu. Yanma, diskleri döndürerek motoru çalıştırıyordu.
Tesla, 1909’da motoru test ettiğinde, yüzde 60 yakıt verimliliği elde etti; bu, o an enerji dönüşüm oranlarına bakıldığında yalnızca yüzde 42 verimlilik elde ettiğini göz önüne alarak etkileyiciydi. Ancak, işin doğası gereği, petrol şirketleri, petrol satışlarından dolayı pistonlu motorda daha fazla ekonomi gördüler ve pistonlu motorlar bugün hala kullanılmakta olan norm haline geldi.
Lazer
Ölüm ışını ya da ölüm hüzmesi, Nikola Tesla, Guglielmo Marconi, Harry Grindell Matthews, Edwin R. Scott ve Graichen tarafından bağımsız olarak icat edildi. 1920’lerin ve 1930’ların teorik bir parçacık demeti ya da elektromanyetik silahıydı. 1957’de Ulusal Mucitler Konseyi, ölüm ışını içeren gerekli askeri buluşların listelerini vermeye devam ediyordu.
Nikola Tesla’nın lazer icadı, iyi ve kötülüğün en güzel örneklerinden biridir. Lazerler, sanayide üretim, cerrahi uygulamalar ve mevcut dijital medyalarımızın çoğaltılmasında kullanılıyor.
Geçmiş icatlardan esinlenerek silahlar kuvvetler tarafından enerji bazlı silahlar üzerine yapılan araştırmalar gerçek hayatta kullanılan silahlara katkıda bulundu. Birleşik Devletler Deniz Kuvvetleri’nin Lazer Silah Sistemi (LaWS), Reagan’ın “Star Wars” lazer savunma sistemi, lazer tüfekleri ve yönlendirilmiş enerji “ölüm ışınları” gibi modern silahlar yapıldı. Bu tür silahlanmalar teknik olarak direkt enerji silahları olarak bilinmektedir.